Kentsel Dönüşümde Tebligatlar Meselesi ve Sürecin Yönetimi
Kentsel dönüşüm pek çoğumuza dönüşüm hem maddi hem de manevi bir yıkım olarak hissettiriyor. M2 küçülecek mi, düzgün bir kiralık ev bulur muyum, ödemeleri kaldırabilir miyim sorularının yanında yaşam alanınız ve komşularınızla, evinizle ilişkiniz de sarsılıyor.
Dahası, bu yıkımın haberi —artık— yalnızca bir ekran bildirimiyle, ya da oturduğunuz apartmanın girişine asılan bir kağıtla veriliyor.
Bu nedenle eskisinden çok daha dikkatli olmak gerekiyor.
Problem: Tebligat Değil, Bildirim
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un Uygulama Yönetmeliği geçtiğimiz sene değiştirildi. Yeni sistemde, riskli yapı tespitiyle başlayan süreçte maliklere yapılacak “tebligat”, artık E-Devlet kapısı üzerinden yapılacak bir "bildirime" evrilmiş durumda.
Tespit edilen riskli yapının bilgileri bir tutanakla binaya asılıyor. Aynı zamanda muhtarlıkta15 gün süreyle ilan ediliyor ve e-Devlet üzerinden de bildirim yapılıyor. Başkanlık web sitesinde de yayımlanıyor. Ve işte bu karma yöntemle, "ilanın son günü" herkes bilgilendirilmiş sayılıyor.
Ancak bu yöntem, klasik tebligat hukukundaki kişiye özel bildirim ilkesinden oldukça uzak. Bildiğimiz anlamda bir tebligat yapılmadan, dijital sistemlere erişimi olmayanlar, yurtdışında yaşayanlar, binada fiilen oturmayanlar, yapıya uzakta bulunanlar veya dijital okuryazarlığı olmayan kişiler için sistem büyük bir belirsizlik yaratıyor.
Neden Önemli?
Çünkü tebligat, yalnızca bir bilgi verme aracı değildir. Bir süreci başlatır, hak doğurur veya hak düşürür.
6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapı tebliğinden itibaren sadece 15 gününüz var. Bu sürede itiraz etmezseniz, itiraz hakkınızı kaybetmiş oluyorsunuz. Bu da doğrudan tahliye, yıkım ve hatta arsa payınızın satışına kadar varabilecek sonuçlara yol açabilir. Çünkü sistem hızla işlerken, insanları geride bırakıyor.
Mevzuat Ne Diyor?
Yönetmeliğin yeni haline göre:
-
Riskli yapı tespitleri tapuya bildiriliyor ve beyanlar hanesine şerh düşülüyor.
-
Yapıya asılan tutanak, muhtarlıkta yapılan ilan ve e-Devlet bildirimi ile tebligat yapılmış sayılıyor.
-
Yıkım bildirimleri de aynı yöntemle yapılıyor.
-
Arsa payı satış süreçlerinde de yalnızca ilan ve e-Devlet bildirimi esas alınıyor.
-
İtiraz süresi: 15 gün.
-
Dava süresi: 30 gün.
-
İtiraz yolları kapalı değil ama fiilen erişilmesi zorlaştırılmış durumda.
Ne Tür Hak Kayıpları Yaşanabilir?
İtiraz süresi kaçırılırsa, riskli yapı kararı kesinleşir. Sonrasında dava açmak çok daha zor ve masraflı olur.
Tahliye bildirimleri fark edilmezse, evin boşaltılması aniden talep edilebilir.
Arsa payı satışı süreci başlarsa, çoğunluğun kararıyla mülkiyetiniz üzerindeki hâkimiyetinizi kaybedebilirsiniz.
Kira yardımı başvuruları, yasal süresinde yapılmadığında geçersiz olur.
Güvenin Ne Sunuyor?
Güvenin olarak biz, teknik ekiplerle birlikte çalışıyor, yalnızca riskli yapı tespiti sürecinde değil, kararın duyurulmasından dava aşamasına, yıkımdan yeni projeye kadar sürecin her anında yanınızda oluyoruz. Süreçte danışmanlık vermek, hak kayıplarını önlemek, komşular arasındaki iletişimi sağlamak, müteahhitlerle yapılacak sözleşmeleri denetlemek, kira yardımı başvurularını takip etmek gibi pek çok alanda proaktif bir rol üstleniyoruz.
Sonuç Yerine: Sessizliğin Büyüdüğü Yerde Bilgi
Riskli yapı tespitinden sonra başlayan tebligat süreci, aslında bir hukuk devleti sınavı. Bilgilendirme bir zorunluluk değil, bir hak. Ve bu hakkın herkes için erişilebilir olması, güvenli bir dönüşümün temelidir.
Eğer bugün hâlâ sorularınız varsa, yalnız değilsiniz. Bilgisizlik, bu süreçteki en büyük risktir. Ama bu riski birlikte azaltabiliriz.
Hazırsanız, süreci birlikte adım adım takip edelim.
📌 Yeni bir kararın eşiğindeyseniz, doğru bilgiyle başlayın.
📌 Tebligatlar göründüğünden daha önemli.
📌 Unutmayın: Riskli yapı kararı sadece teknik bir rapor değil, tüm sürece yön verecek bir başlangıç.